Soyca Türk Olup Da Osmanlıcılık Özlemine Kapılmış Olan Sefillere!
Osmanlı elbette bir Türk Devleti idi, adı da kendi lisanınca Devlet-i
Ali-i Osmaniye idi, ama batılılar onun adına Türkiye Devleti diyordu,
pek azı OTTOMAN EMPİRE adını kullanıyordu.
Fakat, unutma ki bu
devletin ihtişamı kadar sefaleti de vardı; "Osmanlının ihtişamının payı
bünyesindeki azınlıklara, sefaletinin payı ise onu kuran Türklere
düşmüştür. Osmanlı dönemi, her ırkın aziz sayıldığı, fakat sadece
imparatorluğu kuran Türk ırkının horlandığı, hatta Türklerin devlet
yöneticisi yetiştiren Enderun'a bile alınmadığı bir dönemdi;
Enderun'dan yetişenler devlet yönetimine gelince, o yönetimi koruma
görevini kendileri gibi azınlık ırklarına mensup yeniçerilere
vermişlerdi; devlet yönetimi bir "azınlık ırklarının oligarşisi" haline
gelmişti. Osmanlı döneminde Türklere ülkeyi doyurmak ve korumak görevi
verilmişti. Türkler ülkeyi doyurmak için tımarlarda ter döküyor, korumak
için de savaşlarda kan veriyorlardı. Türklerin savaştığı bir ırkın
çocuğu, bir gün Enderun yoluyla Türklerin başına yönetici olabiliyor ve
bu fırsatı da, Rum Mahmut Paşa, Kuyucu Murat Paşa örneklerinde olduğu
gibi genellikle Türklere yönelik zulüme, katliama, hatta soykırıma
vesile olarak kullanıyordu. Bu sebeple Türkler defalarca Osmanlı'daki bu
dönme devşirme yönetimine başkaldırmışlardır; bu başkaldırmaların en
ünlüleri tarihe "Celali İsyanları" olarak geçmiştir."
İşte bu
Celali isyanlarının en yoğun olduğu 16. yüzyıl sonu ile 17. yüzyıl
ortalarına tekabül eden elli yıllık bir dönemde, hemen hemen tamamı Türk
olan Amasya vilayetinin nüfusu beşte bire inmiştir. Ankara şehrinin
nüfusu iki bine kadar düşmüştür. Anadolu'daki bütün vilayetlerin Türk
ahalisinin durumu budur. Kısacası adına "Büyük Kaçgunluk" adı verilen bu
dönemde, Anadolu bugünkü Suriye'den de beter bir konumdadır.
Senin
bu anlattığım tarihi gerçeklerin zerresinden haberin var mı da, "şanlı
ecdadım" sayıklamalarıyla, "Osmanlı da Osmanlı" diye tepiniyorsun bre
ahmak, bre cahil, bre nankör!
Yorumlar
Yorum Gönder